araba, (atlı) binek arabası.
Noun
vagon, yolcu vagonu.
I'll be sitting in the 3rd carriage from the front of the train. (ABD'de
bu anlamda
car kullanılır)
Noun
kızak, şaryo, bir makinenin (diğer bir parça üzerinde) hareket eden parçası.
the carriage of a typewriter.
Noun
tavır, duruş, vaziyet.
Noun
(a) taşıma, nakliye, nakil.
the expenses of carriage: taşıma masrafları. (b) taşıma/sevk/nakliye ücreti.
Noun
eskiden hizmetkârlardan istenilen sınırı belirsiz kanun dışı hizmetler
taşıt aracının müessif bir kaza geçirmesi
Taşıma Ücreti ve Sigorta Ödenmiş Halde Teslim
Noun, Commerce
(Br) İngiltere'de mal teslimi bedeli
Dalmaçya köpeği, kızak köpeği.
(mal) taşıma ücretini alıcısı ödeyecek.
(mal) taşıma ücreti gönderici tarafından ödendi.
firmanın satın aldığı mallar için ödediği nakliye ücreti
bir firmanın satın aldığı mallar için ödediği nakliye ücreti
(US) bir önergenin onaylanması
Deniz Taşımacılığı Kanunu
Noun, Law
satışı yapılan malın nakliye ücretinin belirli bir noktaya kadar satıcıya ait olduğunu belirten terim
satışı yapılan malın nakliye ücretinin belirli bir noktaya kadar satıcıya a
Taşıma Ücreti Ödenmiş Teslim, Taşıma Ödenmiş Olarak Teslim
Noun, Commerce
satırbaşı
Information Technology
nakliye ücreti talep etmek
Verb
navlun ücreti talep etmek
Verb
paketin taşıma (posta) ücretini peşinen istemek
Verb
taşıt ücretini yarı yarıya bölüşmek
Verb
taşıt ücretini yarıyarıya bölüşmek
Verb
taşınırken kırmamak için dikkatli davranmak
Verb
trene bir vagon bağlamak
Verb
at arabası
Noun, Land Transport
at arabası
Noun, Land Transport
sahibince kullanılan tekerlekli sakat koltuğu
deniz taşımacılığı kanunu
bir vagonu tıka basa yolcuyla doldurmak
Verb
taşıma ücretini ödemek
Verb
yolculuk ücretini ödemek
Verb
paketin posta ücretini ödemek
Verb
sevkıyat için müsaade alınan süre
taşıma esnasındaki riskler
Noun
yataklı ve yemekli demiryolu vagonu.
trenin durmadan geçtiği bir istasyonda bıraktığı vagon.
Noun
(demiryolu) üçüncü sınıf vagon